14 Ekim 2014 Salı

Seygiyle çok yakışıklı olacak oğlumuza ev arıyoruz!

Cuma günü Üsküdar'dan sokaktan bir yavru kedi kurtardım. Annesi yokmuş ve bir okulun bahçesine sığınmış, okulda yaşayan bir anne ve 4 yavrusu var. Anne bu kediye hiç ses etmemiş, birlikte yaşamaya başlamışlar ama kurtardığım kedinin gözleri kötü bir haldeydi, her annesiz kedinin başına gelen onun da başına gelmişti. Ayrıca 3 aylık falan olmasına rağmen çok zayıftı. Yakalamak çok zor oldu ama sonunda yakalayarak hemen yakındaki kendi veterinerime götürdüm. İç dış parazitlerini oldu. Gözü ve kulakları temizlendi. Antibiyotik ve enfeksiyon için iğne de oldu. Şimdi 1 hafta gözü için pomat kullanmaya devam edecek. Eve getirdim, evimizde başka bir odaya koydum kendi kedimdem ayırdım. 1 hafta falan geçsin karşılaştıracağım ama şimdilik hem yavru kendini toplasın hem de bizim ki huysuzlanmasın diye ayrılar. Daha 3 gün geçmesine rağmen kendisini toparladı bile. Bütün parazitlerini döktü. Gözünün şişliği gitti sadece akmaya devam ediyor bir de kızarıklığı var biraz. Yavru olduğu için aşırı hareketli ve çok oyuncu. Bu arada kum eğitimi de tamam. Odaya girdiğim an mırıldamaya başlıyor, yavrum sevgiye o kadar aç kalmış ki. Şimdi tek eksiği ona iyi bakacak ve hayatının sonuna kadar her zaman sahip çıkacak bir ev bulmak. İnşallah o da kendine iyi bir ev bulur. Ev bulana kadar ben de kalmaya devam edecek tabii ki. Kedimiz sarman ve erkek. Ayrıca ona evini açan kişite taşıma çantasını ve tuvaletini de vereceğim. Kuru mama ve ıslak mama yiyebiliyor. İrtibat: 538 276 06 61.






8 Haziran 2014 Pazar

Yeni bloğuma beklerim


Merhabalar, artık başka bir blogta yazacağım aslında o blogtan çok, işlerimi yaptığım bir yer olacak. Bilenler bilir, gazetecilik mezunuyum ve bu işi yapmayı seviyorum. Yeni bloğumda da doğal olarak haberler paylaşacağım, spor haberleri ve sonuçları hakkında yorumlar yapacağım, yaptığım röportajları sizle paylaşacağım. Sadece spor haberleri de olmayacak genel olarak yaptığım sayfaları ve programları bulabilirsiniz.

Bloğun adresi ise şu şekilde; http://duyguozgurkaya.blogspot.com.tr/.

Bu blogta ise çekiliş haberlerini, kozmetik ve moda ile ilgili yazılarımı bulabilirsiniz.

Herkese güzel günler diliyorum.

6 Mayıs 2014 Salı

Bir ayda ne okudum

Pinuccia'nın düzenlediği bahar okuma şenliğine katılmıştım ve listemi yapmıştım. Listemi buradan görebilirsiniz buyrun.

Bu listeden şu an için altı kategoride kitabı okudum ve onları size tanıtmak istiyorum.

İlk olarak 4. kategoride bir hikaye kitabı okumak gerekiyordu ve ben Emrah Serbes'in Hikayem Paramparça adlı kitabını seçmiştim. Emrah Serbes sevdiğim bir yazar ve bu kitapla birlikte çıkardığı bütün kitapları okumuş oldum. Kitap 175 sayfa ve Everest Yayınlarından çıkmış. İçerisinde bir sürü farklı hikaye var, aslında hikayelerin neredeyse hepsini daha önce Afilli Filintalarda paylaşmıştı. Oradan farklı olarak son öykü olan Galip İşhanı var ki yine bizi farklı bir öyküyle baş başa bırakıyor Emrah Serbes. Kitapta altı çizilecek çok fazla cümle var ki şu paragraf Behzat Ç.'de Behzat'ın kızına yazdığı mektupta da vardı;
"Kar taneleri birbirine benzemez. sözcükler de benzemez ama bir cümle başka bir cümleyi hatırlatır her zaman. Koşan atlar, düşen atları hatırlatır. Yağmur yağar, durur, tekrar başlar. Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir. Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan. 
yalan mı söylüyorum yine, olsun. sen biliyorsun nasılsa. Bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı."


İkinci olarak da 2. kategori için Küçük İskender'in Sarı Şey adlı şiir kitabını okudum. Kitap 111 sayfa ve Sel Yayınlarından çıkmış.  Küçük İskender'le üniversitedeyken aldığım bir ders sayesinde tanışma fırsatı bulmuştum ve iyi ki şiir yazıyor dediğim kişilerden biri. Sarı Şey'de şiirlerin içerisinde geçen tek cümleye takılıp bütün şiiri sevebiliyorsunuz. Favorim olan çok dörtlük var ama özellikle şunu paylaşmak istiyorum;
"Ey Devlet, beni de Ötekileştir!
Çünkü ötelenen, merkeze göre menzile daha yakındır.
Ey Devlet, beni de Başkalaştır!
Çünkü başkalaşan, sana benzemeyi bırakmıştır.
Ey Devlet, beni de Yabancılaştır!
Çünkü yabancılaşan, neden sevilmediğini anlayacak kadar
düşünmeye başlamıştır.





3. kategoride de herhangibir edebiyat ödülü kazanan bir kitabı okumak gerekiyordu. Ben Latife Tekin'in Unutma Bahçesi adlı kitabını seçtim. Everest Yayınlarından çıkan kitap 347 sayfa. Kitap Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 2006 yılında Sedat Simavi Edebiyat ödülünü almış. Daha önce Latife Tekin okumamıştım ve ebnce farklı bir dili var. Unutma Bahçesi'nde unutmak isteyen insanlar biraraya gelir ve geçmişte unutmak istedikleri ne kadar şey varsa onları unutmaya çalışırlar. Sizin de unutmak istediğiniz bir şey varsa kitap iyi gelebilir.




8. kategori için sinemaya uyarlanmış bir kitabı okumak ve filmi izlemek gerekiyordu. Ben de Patrick Süskind'in Koku adlı romanını seçtim. Kitap 292 sayfa ve Can Yayınları'ndan çıkmış. Koku filmini daha önce izlemiştim ve hikayeyi biliyordum ki aslında filmden önce de kitabı bir arkadaşım anlatmıştı. Kitap uzun zamandır kütüphanede duruyordu okumayı istiyordum ama erteliyordum ve bu sayede okumuş oldum. Filmden daha da etkiliyor aslında çünkü betimelemeleri çok başarılı. Kitabı okuyup ardından tekrar filmi izledim ve bu sefer daha da etkiledi. Eğer siz de filmi izleyip kitabı okumadıysanız tavsiye derim. Konusunu bilmeyene varsa kısaca şöyle yazabilirim;  Kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille'dir ve Grenouille herkesin, her şeyin kokusunu almakta, tüm kokuları üretmekte gerçek bir dahidir. Birgün kendi kokusunun olmadığını, bulunduğu yerlerde insanların kendisinden çıkan kokuyu alamadıklarını fark eder ve kendini kaybeder. Kendisi için tek çıkar yol, başkalarına sanki insanmış izlenimi verecek kokular sürünmektir. Bunun için de kendisine bir yol bulur. (bilenler bilir bulduğu yolu ama bilmeyeneler için yazmıyım)


1. kategoride tavsiyelerine güvendiğim birinin önerdiği bir kitabı okumak gerekiyordu ben de Pinuccia'nın önerdiği Aldous Huxley'in yazdığı Cesur Yeni Dünya'yı okudum. Kitap İthaki Yatınları'ndan çıkmış ve 349 sayfa. Kitabı okumayı hep istiyordum ama sürekli almayı unutuyordum ve sonunda alıp okudum ki neden daha önce okumadım dedim çünkü Aldous Huxley yine harikalar yaratmış. Kitapta ütopik diyebileceğimiz farklı bir dünya var. İnsanlar zengin, hastalık yok, herkes eşit, vb. Ama bazı değerlerde yok edilmiş mesela aile gibi. Kitaptaki karakterlede aslında gerçek yaşamdaki kişileri temsil ediyorlar ki zaten verilen isimlerden de bunu anlayabilirsiniz. Örneğin Bernard Marx diye bir karakter var adını Karl Marx ve George Bernard Shaw'dan aldığını okuduğunuz zaman anlayabilirsiniz. Bilim-kurgu seviyorsanız okumanızı öneririm. 

11. kategoride de Rus Edebiyatı'ndan bir kitap okumak gerekiyordu ben de yıllar önce bir sahaftan aldığım Nikolay Çernişevski'nin romanı Nasıl Yapmalı'yı seçtim. Bendeki kitap Kuzey Yayınlarından çıkmış ve 304sayfa. Bu 1.cildi şimdi 2. cildini de alıp okumak istiyorum. Cesur Yeni Dünya ile arka arkaya okudum ve ikisinde de ütopik bir hayat olduğu için aslında fazlasıyla etkilendim. Kitapta sosyalist kruluş sürecini de görebilirsiniz. Kitapta Çernişevki komün hayatı ve soyalizmi kitabın kahramanı olan Vera Pavlovna üzerinden okuyucuya anlatmaktadır.  Rus edebiyatını sevelerdenseniz bu romanı da okumanızı öneririm. 


Benim okuduğum kitaplar bunlardı toplamda 90 puan yapıyor ve 1578 sayfa okumuş oldum. 

Kitaplarla geçireceğiniz güzel günler dilerim.


4 Mayıs 2014 Pazar

Ispanak Yatağında Beşamel Soslu Tavuk


Geçenlerde canım hem ıspanak hem de tavuk çekmişti ve de fırında yapılacak bir yemek yapmak istiyordum işte o an aklıma geldi bu tarif. Hem çok kolay yapılacak bir tarif hem de besleyici ve lezzetli.

Malzemeler;

Ispanak için;

1 demet ıspanak
1 adet kuru soğan
1 yemek kaşığı sıvıyağ
1 tutam tuz
Aslında ne kadar yapmak istiyorsanız ıspanağı o kadar almanız daha doğru olur, çok yapmak istiyorsanız kendinize göre alın.

Tavuk için;

300 gr tavuk göğsü
1 yemek kaşığı salça
1 tutam karabiber
1 tutam kırmızı biber

Beşamel sos için;

1 yemek kaşığı un
1/2 yemek kaşığı tereyağ
1.5 şu bardağı süt
1 tutam tuz

Öncelikle tencereye 1 yemek kaşığı sıvıyağı koyuyoruz ve yemeklik doğranmış kuru soğanları kavuruyoruz. Sonrasında üzerine ince ince kıyılmış ıspanakları koyuyoruz, tuzunu da ilave edip kavurmaya devam ediyoruz. Ispanaklar yumuşayınca ocağın altını kapatıyoruz.

Küp küp doğradığınız tavuk göğsünü tavaya koyun, rengi beyazlaşınca bir yemek kaşığı salçayı ekleyin ve karıştırın. Bıraktığı suyunu çekince ocağın altını kapatın.

Beşamel sosu hazırlamak için ise; tencereye tereyağını ve unu koyun. Yağı erimeye başlayınca yavaş yavaş sütü ekleyin. Tuzunu ekleyip karıştırmaya devam edin. Kıvamı koyulaşıp muhallebi gibi olunca ocağın altını kapatın.

Fırın kabına önce hazırladığını ıspanağı koyun ve iyice yayın, üzerine tavukları koyun en üzerine de beşamel sosu döküp 175 derece fırında 30 dakika pişirin ve yemeğimiz hazır. Son hali bu şekilde görülüyor.










29 Nisan 2014 Salı

Alterra Marka BB Krem


  
 Günlük hayatımda ben de fondöteni bırakıp BB kreme geçenlerdenim. Bu yazımda da size Rossmann mağazasının markası olan Alterra'nın yeni çıkardığı BB kremden bahsedeceğim.


Rossmann'ın kendi markalarını genel olarak çok beğeniyorum. İçeriği de tamamen organik olduğu için Alterra markasının ürünlerini tercih ediyorum. Geçen gittiğimde de yeni çıkardığı BB Kremi görünce dayanamadım aldım. Fiyatı da 9.99 du ve çok uygundu.

Kullanmaya hemen başladım, sürmesi çok rahat. Güneş ışınlarına karşı koruması olan krem cildin rengini gerçekten dengeliyor ve BB kremlerden beklediğimiz her şeyi yapıyor. Tek kötü yanı ise gün içerisinde yenilemeniz gerekiyor ki organik olan birçok ürün için bu zaten geçerli.

Açık ve koyu tenler için olarak 2 ayrı seçeneği bulunuyor. Hem ucuz hem de içeriği tamamen doğal bir BB Krem istiyorsanız hemen Rossmann mağazalarına gidin ve alın derim.

8 Nisan 2014 Salı

Kimi Raikkonen olmadan F1 olmaz!


Kimi Raikkonen'in Ferrari'ye geri dönüşüyle alakalı şöyle bir yazı yazıp, sayfa tasarlamıştım. Paylaşmak için geç kaldım ama paylaşmadan da olmazdı. İyi okumalar.



3 Nisan 2014 Perşembe

Bahar Okuma Şenliği 2014 Kitaplarım

Pinuccia'nın kitaplarının düzenlediği kış okuma şenliğine katılmıştım ama sonradan okumam gereken başka kitaplar çıkınca bitirememiştim ama yine de uzun süredir ertelediğim kitapları okumamı sağlamıştı. Şimdi de bahar okuma şenliği var. Şu adresten bulabilirsiniz tık tık. Benim bu sefer ki listem şu şekilde ve bu sefer okuduğum her kitabı üşenmeyeceğim yayınlayacağım.


1. Kategori (10 puan): Tavsiyelerine güvendiği birinin önerdiği bir kitabı okuyanlara (En az 200 sayfa)

Ben bu kategoride hem uzun süredir okumak istediğim hem de Pinuccia'nın kendi bloğunda tavsiye ettiği bir kitabı okuyacağım. Cesur Yeni Dünya Aldous Huxley.

2. Kategori (15 puan): Bir şiir kitabı okuyanlara (Sayfa sınırlaması yok).

Şiir okumayı her zaman sevmişimdir o nedenle bu kategoriye bayıldım. Seçtiğim kitap ise Küçük İskender Sarı Şey.

3. Kategori (15 puan): Herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Latife Tekin'den Unutma Bahçesi adlı kitabı seçtim. Kitap 2006 yılında hem Türkiye Gazeteciler Cemiyeti hem de Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü almış.

4. Kategori (15 puan): Bir öykü kitabı okuyanlara (Sayfa sınırlaması yok).

Emrah Serbes'i çok beğenirim. Bu kategori için onun Hikayem Paramparça adlı kitabını seçtim.

5. Kategori (20 puan): Adında bir çiçek adı olan veya "çiçek" sözcüğü geçen bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Kütüphanemde duran eski bir kitabı tercih ettim. Merak ediyorum konusunu. Karanfilli Kadın A.J. Cronin.

6. Kategori (20 puan): Şimdiye kadar hiç bir kitabını okumadığı bir kadın yazardan bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Polisiye kitapları severim, çok değer verdiğim bir hocam bu kitabı hediye etmişti ve okuyamamıştım ve ben de hemen bu kategori için Piraye Şengel'in Gölgesiz Bir Kadın adlı kitabını seçtim.

7. Kategori (20 puan): İlk kitabı 2010 yılında veya daha sonrası yıllarda çıkmış bir yazardan bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Açıkçası bu kategori için kütüphanemde bir kitap bulamadım ve bu kategori için okumak istediğim yeni çıkan bir kitabı seçeceğim.

8. Kategori (20 puan): Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere (En az 200 sayfa).

Koku filmini izlemiştim kitabı da hep merak ediyordum ve bu sefer önce kitabı okuyup ardından filmi izleyeceğim. Bu kategori için anladığınız üzere Patrick Süskind'in meşhur romanı Koku'yu seçtim.

9. Kategori (20 puan): Kütüphanesinde en uzun süredir okunmayı bekleyen o kitabı okuyanlara (En az 200 sayfa).

Murathan Mungan'ın çok kitabını okumadım ama Üç Aynalı Kırk Oda bir şekilde kütüphanemde yerini almıştı. Kaç yıl oldu bilmiyorum ama gerçekten en uzun süredir okunmayı bekleyen kitap o.

10. Kategori (25 puan): Kendisi doğmadan en az 100 yıl önce yazılmış bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Balzac'ın Vadideki Zambak adlı romanını hep merak etmiştim ve bu kategori için çok uygun oldu. Bu zamana kadar aslında okumuş olmam gerekirdi ama olsun, bu sayede okumuş olacağım.

11. Kategori (25 puan): Rus edebiyatından bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Rus ebebiyatını sevenlerdenim ve merak ettiğim kitaplardan biri olan Çernişevski'nin romanı Nasıl Yapmalı'yı bu kategori için seçtim.

12. Kategori (45 puan): Aynı yazardan en az 1.200 sayfa kitap okuyanlara.

Bu kategori için eski olan ama benim kütüphaneme yeni kattığım bir seriyi okuyacağım. Christian Jacg'un yazdığı Ramses sersini seçtim. 
Benim seçtiğim kitaplar bunlardı, umuyorum hepsini bitirebilirim. Sizde katılmak isterseniz yukarda linki verdim.

Herkese iyi okumalar.


16 Mart 2014 Pazar

Dünya'nın gördüğü en büyük sporcu o!




Tarihten de anlayabileceğiniz gibi çok önceden yaptığım bir röportajdı. Aykut Akalın 58 yaşındayken Güneşspor'un hem başkanı,  hem teknik direktörü hem de kaptanıydı yani sahada 90 dakika top koşturuyordu. Hikayesini merak etmiştim ve kendisine ulaştım ve gerçekten konuşmanın sonunda hayran kaldım. Karşımda gerçek bir sporcu vardı ve sadece futbolla ilgilenmiyordu, başka sporlarda da başarılıydı. Sporun yanı sıra iki tane düğün salonunu da işletiyordu. Gerçekten bir başarı öyküsüydü. Bu haber bana 22. Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması'nda spor kategorisinde 2.lik ödülünü de getirdi. Benim için çok özeldir. Hikayeyi merak ettiyseniz, buyrun. İyi okumalar.





21 Şubat 2014 Cuma

Bu grubu seveceksiniz! İkiyüzonaltı



Bu blogda aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Bugün ise size yeni ama ilerisi için güzel şeyler yapacağını düşündüğüm bir müzik grubundan; İkiyüzonaltı'dan bahsedeceğim. 

Grubun facebook adresi olan https://www.facebook.com/216official da biyografi kısmında şu ifadeler yer alıyor: " Temelleri 2007 yılına, loş bir odaya uzanır. Blues hüznüyle bir takım sözler ve müzikler oluşmuştur. Uzun bir süreçte insanlarla, çocukluk düşleriyle, uktelerle harmanlanan söz ve müzikler 216'nın dumanıyla birgün bir araya gelir. Gövdesi geniş yaşlı bir Ihlamur Ağacı'nın altında her biri bir karakteri anlatan ve içinde gözlemler barındıran 10 şarkılık bir albüm hazırlanır; Kiraz Yangınları. Ve grup 20 Eylül 2013 tarihinde insanlara varlığını duyurur.  

İkiyüzonaltı, aşktan ziyade aslında bahsedilmesi gereken fakat hep arka planda tutulmuş hayatın içindeki birçok olguyu dile getirmeyi ve insanlara öyküler anlatmayı hedefler." 

Bu cümleleri okuduğu zaman insan bu grupta kendinden bir şeyler buluyor aslında ve yaptıkları müzikle size nefes aldırıyorlar. 

Grubun facebook sayfasında şarkılarının bir kaçının kayıtları var, bence dinlemelisiniz. Ayrıca güncel haberler için twitter adresleri de şöyle; https://twitter.com/official216.

Grubu soundcloudtan da dinleyebilirsiniz, buyrun linki; https://soundcloud.com/ikiyuzonalti.

Grupla iletişime geçmek için facebook ve twitter adreslerini kullanabileceğiniz gibi ayrıca ikiyuzonalti216@gmail.com mail adresinden de ulaşabilirsiniz. 

Grupta yer alan kişiler kim derseniz;

Vokal ve gitar: Furkan Akdoğan

Gitar: Hür Kır

Bas Gitar: Yılmaz Çuhacıoğlu

Davul: Atakan Akın.

Son olarak İkiyüzonaltı 28 Şubat'ta Taksim'de Nina sahnesinde olacak. Etkinlik hakkında tüm bilgiler burada . Üç grup sahnede olacağı için girişte ikiyüzonaltı için geldiğiniz söylemeyi unutmayın.

Kaliteli müzikle kalın.


17 Şubat 2014 Pazartesi

Çekiliş kazandım ben

Çekilişlere katılmayı seviyorum ve geçenlerde kozmetik ve kitap bloğunun yaptığı çekilişi kazanmıştım yeni paylaşabiliyorum. Bu arada bloğa buradan ulaşabilirsiniz tık tık .

Şimdi dilerseniz kazandığım çekilişte hangi ürünler varmış bakalım. Öncelikle fotoğrafını paylaşmak istiyorum.


Gördüğünüz gibi ürünler bu güzel makyaj çantasının içinde geldi. İçinde ise şunlar vardı;

Cildim için yeni bir marka arıyordum aslında ve bu çekilişi kazandığıma çok sevindim. Çekilişle Yves Rosher markasının Pure system serisinden yüz yıkama jeli, tonik ve sivilceye karşı kremi benim oldu. Ürünleri kullanmaya başladım ve çok memnunum ve ayrıntılı olarak da yazacağım. 

Dalan markasının el kremi. Kremi daha önce de kullanmıştım ve eli yumuşak yapan ve gerçekten iyi koruyan bir marka.

Clemy markasının salatalık özlü nemlendiricisi. Henüz kullanmadım ama salatalık özlü kremleri çok seviyorum onedenle bundan da memnun kalacağımı düşünüyorum.

Golden Rose markasının yeşil göz kalemi. Gerçekten yeşil göz kalemlerini çok seviyorum ve bu ürüne de bayıldım. Çok rahat sürülüyor ve kesinlikle tavsiye ederim.

Golden Rose markasının mavi göz kalemi. Yine bunun da sürülmesi çok rahat ve mavi renk seviyorsanız bence almalısınız.

Golden Rose markasının 84 numara lipstiği. Tam benim rengim ne çok kırmızı ne pembe ikisini arası hafif bordoya kaçan bir renk ve çantamda yerini aldı.

Golden Rose markasının 60 numara lipstiği. Açık pembe bir renge sahip, gün içerisinde nemlendirici olarak kullandığım bir lipstick oldu.

Flormar markasının pretty compact allığı. Rengi benim hep kullandığım ton olan pembe kahve tonu.

Maybelline marka rimel. Fırçası çok kullanışlı olduğu için sürmesi çok rahat ve kirpikleri de canlı gösteriyor.

Son olarak 4 adet tester ürünler vardı 2 tanesi Garnier markasının BB kremi, BB krem kuulnmak istiyordum en yakın zamanda deneyeceğim, diğer testerlardan biri Yves Rosher markasına ait selülit kremi ki onu da da kullanmadım ve bir de Yves Rosher markasına ait yüz jeli testerı. 

Evet hediyeler böyleydi ve çok keyifliydi benim için bu çekilişi kazanmak. Güzel bir makyaj çantam, beğenerek kullandığım yüz bakımı ürünlerim ve günlük makyaj için yeterli makyaj malzemelerim oldu. Şu an blogda 2. çekilişini başlatmış kozmetik ve kitap. Katılmak isterseniz yukarda bloğun linkini vermiştim.

Bir de son olarak çekiliş kazanmanın şerefine her 150 takipçi de bir çekiliş düzenlemeye karar verdim, gerçi ara ara da çekilişler yapabilirim. Bu nedenle bloğumu takipte kalın.

Yeni yazılarım da görüşmek üzere.



9 Ocak 2014 Perşembe

Ahmet Ümit: Beyoğlu'nun En Güzel Abisi



Polisiye roman o kadar sevmem ama Ahmet Ümit yazdıysa o kitap okunmalıdır. Polisiyenin içerisine bu kadar güzel betimlemeleri sığdıran, hem meraklandırıp hem de kitabın bitmemesini istediğim nadir yazarlardandır Ahmet Ümit.

Onunla ilk tanışmam Aşk Köpekliktir ile oldu. İçerisinde öykülerin olduğu bir kitaptı son hikayenin ise adı Aşk Köpekliktirdi ve polisiye tadında bir hikayeyiydi. O kitaptan sonra çok sevdim Ahmet Ümit'i ve her kitabını okumaya çalıştım. Ama hızına yetişemedim, okuyamadığım 4 tane kitabı var. Tanınmasını sağlayan Patasana'yı bile okuyamadım daha, kitaplıkta duruyor. İnşallah en yakın zamanda okuyacağım ama asıl son kitabı olan Beyoğlu'nun en Güzel Abisi'ni okumayı istiyorum. Okuyanlardan dinleyip çok merak ettim, henüz alamadım ama aldığım an hemen okumaya başlayacağım.

En sevdiğim kitabı Kar Kokusu oldu. Orada yarattığı karaktere hayran kaldım, kitabın hemen başında okuyucuyu şaşırtmasına bayıldım. (Olayı yazmıyorum ki, okumayanlara bilgi vermeyim).  Bab-ı Esrar'a kadar Patasana hariç bütün kitaplarını okumuştum ve sanıyorum bu nedenle ilk defa bir kitabında katilin kim olduğunu bayağı önce tahmin etmiştim ama bu kitabı bitirmeme engel değildi çünkü Ahmet Ümit'in kitaplarında katili bulsanız bile sizi içine geçen, sonuna kadar okumanızı sağlayan bir şey var ve bu durum çok keyifli.

Ahmet Ümit kitap çıkardığında hemen merak ediyorum çünkü sadece kitaplarından takip ettiğim bir yazar değil ve gerçekten iyi ki yazıyor dediğim yazarlardan.

Son kitabının da okunması gerektiğine eminim o nedenle en kısa zamanda alıp , okuyacağım sonra da diğer eksikleri tamamlayacağım.