6 Mayıs 2014 Salı

Bir ayda ne okudum

Pinuccia'nın düzenlediği bahar okuma şenliğine katılmıştım ve listemi yapmıştım. Listemi buradan görebilirsiniz buyrun.

Bu listeden şu an için altı kategoride kitabı okudum ve onları size tanıtmak istiyorum.

İlk olarak 4. kategoride bir hikaye kitabı okumak gerekiyordu ve ben Emrah Serbes'in Hikayem Paramparça adlı kitabını seçmiştim. Emrah Serbes sevdiğim bir yazar ve bu kitapla birlikte çıkardığı bütün kitapları okumuş oldum. Kitap 175 sayfa ve Everest Yayınlarından çıkmış. İçerisinde bir sürü farklı hikaye var, aslında hikayelerin neredeyse hepsini daha önce Afilli Filintalarda paylaşmıştı. Oradan farklı olarak son öykü olan Galip İşhanı var ki yine bizi farklı bir öyküyle baş başa bırakıyor Emrah Serbes. Kitapta altı çizilecek çok fazla cümle var ki şu paragraf Behzat Ç.'de Behzat'ın kızına yazdığı mektupta da vardı;
"Kar taneleri birbirine benzemez. sözcükler de benzemez ama bir cümle başka bir cümleyi hatırlatır her zaman. Koşan atlar, düşen atları hatırlatır. Yağmur yağar, durur, tekrar başlar. Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir. Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan. 
yalan mı söylüyorum yine, olsun. sen biliyorsun nasılsa. Bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı."


İkinci olarak da 2. kategori için Küçük İskender'in Sarı Şey adlı şiir kitabını okudum. Kitap 111 sayfa ve Sel Yayınlarından çıkmış.  Küçük İskender'le üniversitedeyken aldığım bir ders sayesinde tanışma fırsatı bulmuştum ve iyi ki şiir yazıyor dediğim kişilerden biri. Sarı Şey'de şiirlerin içerisinde geçen tek cümleye takılıp bütün şiiri sevebiliyorsunuz. Favorim olan çok dörtlük var ama özellikle şunu paylaşmak istiyorum;
"Ey Devlet, beni de Ötekileştir!
Çünkü ötelenen, merkeze göre menzile daha yakındır.
Ey Devlet, beni de Başkalaştır!
Çünkü başkalaşan, sana benzemeyi bırakmıştır.
Ey Devlet, beni de Yabancılaştır!
Çünkü yabancılaşan, neden sevilmediğini anlayacak kadar
düşünmeye başlamıştır.





3. kategoride de herhangibir edebiyat ödülü kazanan bir kitabı okumak gerekiyordu. Ben Latife Tekin'in Unutma Bahçesi adlı kitabını seçtim. Everest Yayınlarından çıkan kitap 347 sayfa. Kitap Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 2006 yılında Sedat Simavi Edebiyat ödülünü almış. Daha önce Latife Tekin okumamıştım ve ebnce farklı bir dili var. Unutma Bahçesi'nde unutmak isteyen insanlar biraraya gelir ve geçmişte unutmak istedikleri ne kadar şey varsa onları unutmaya çalışırlar. Sizin de unutmak istediğiniz bir şey varsa kitap iyi gelebilir.




8. kategori için sinemaya uyarlanmış bir kitabı okumak ve filmi izlemek gerekiyordu. Ben de Patrick Süskind'in Koku adlı romanını seçtim. Kitap 292 sayfa ve Can Yayınları'ndan çıkmış. Koku filmini daha önce izlemiştim ve hikayeyi biliyordum ki aslında filmden önce de kitabı bir arkadaşım anlatmıştı. Kitap uzun zamandır kütüphanede duruyordu okumayı istiyordum ama erteliyordum ve bu sayede okumuş oldum. Filmden daha da etkiliyor aslında çünkü betimelemeleri çok başarılı. Kitabı okuyup ardından tekrar filmi izledim ve bu sefer daha da etkiledi. Eğer siz de filmi izleyip kitabı okumadıysanız tavsiye derim. Konusunu bilmeyene varsa kısaca şöyle yazabilirim;  Kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille'dir ve Grenouille herkesin, her şeyin kokusunu almakta, tüm kokuları üretmekte gerçek bir dahidir. Birgün kendi kokusunun olmadığını, bulunduğu yerlerde insanların kendisinden çıkan kokuyu alamadıklarını fark eder ve kendini kaybeder. Kendisi için tek çıkar yol, başkalarına sanki insanmış izlenimi verecek kokular sürünmektir. Bunun için de kendisine bir yol bulur. (bilenler bilir bulduğu yolu ama bilmeyeneler için yazmıyım)


1. kategoride tavsiyelerine güvendiğim birinin önerdiği bir kitabı okumak gerekiyordu ben de Pinuccia'nın önerdiği Aldous Huxley'in yazdığı Cesur Yeni Dünya'yı okudum. Kitap İthaki Yatınları'ndan çıkmış ve 349 sayfa. Kitabı okumayı hep istiyordum ama sürekli almayı unutuyordum ve sonunda alıp okudum ki neden daha önce okumadım dedim çünkü Aldous Huxley yine harikalar yaratmış. Kitapta ütopik diyebileceğimiz farklı bir dünya var. İnsanlar zengin, hastalık yok, herkes eşit, vb. Ama bazı değerlerde yok edilmiş mesela aile gibi. Kitaptaki karakterlede aslında gerçek yaşamdaki kişileri temsil ediyorlar ki zaten verilen isimlerden de bunu anlayabilirsiniz. Örneğin Bernard Marx diye bir karakter var adını Karl Marx ve George Bernard Shaw'dan aldığını okuduğunuz zaman anlayabilirsiniz. Bilim-kurgu seviyorsanız okumanızı öneririm. 

11. kategoride de Rus Edebiyatı'ndan bir kitap okumak gerekiyordu ben de yıllar önce bir sahaftan aldığım Nikolay Çernişevski'nin romanı Nasıl Yapmalı'yı seçtim. Bendeki kitap Kuzey Yayınlarından çıkmış ve 304sayfa. Bu 1.cildi şimdi 2. cildini de alıp okumak istiyorum. Cesur Yeni Dünya ile arka arkaya okudum ve ikisinde de ütopik bir hayat olduğu için aslında fazlasıyla etkilendim. Kitapta sosyalist kruluş sürecini de görebilirsiniz. Kitapta Çernişevki komün hayatı ve soyalizmi kitabın kahramanı olan Vera Pavlovna üzerinden okuyucuya anlatmaktadır.  Rus edebiyatını sevelerdenseniz bu romanı da okumanızı öneririm. 


Benim okuduğum kitaplar bunlardı toplamda 90 puan yapıyor ve 1578 sayfa okumuş oldum. 

Kitaplarla geçireceğiniz güzel günler dilerim.


4 Mayıs 2014 Pazar

Ispanak Yatağında Beşamel Soslu Tavuk


Geçenlerde canım hem ıspanak hem de tavuk çekmişti ve de fırında yapılacak bir yemek yapmak istiyordum işte o an aklıma geldi bu tarif. Hem çok kolay yapılacak bir tarif hem de besleyici ve lezzetli.

Malzemeler;

Ispanak için;

1 demet ıspanak
1 adet kuru soğan
1 yemek kaşığı sıvıyağ
1 tutam tuz
Aslında ne kadar yapmak istiyorsanız ıspanağı o kadar almanız daha doğru olur, çok yapmak istiyorsanız kendinize göre alın.

Tavuk için;

300 gr tavuk göğsü
1 yemek kaşığı salça
1 tutam karabiber
1 tutam kırmızı biber

Beşamel sos için;

1 yemek kaşığı un
1/2 yemek kaşığı tereyağ
1.5 şu bardağı süt
1 tutam tuz

Öncelikle tencereye 1 yemek kaşığı sıvıyağı koyuyoruz ve yemeklik doğranmış kuru soğanları kavuruyoruz. Sonrasında üzerine ince ince kıyılmış ıspanakları koyuyoruz, tuzunu da ilave edip kavurmaya devam ediyoruz. Ispanaklar yumuşayınca ocağın altını kapatıyoruz.

Küp küp doğradığınız tavuk göğsünü tavaya koyun, rengi beyazlaşınca bir yemek kaşığı salçayı ekleyin ve karıştırın. Bıraktığı suyunu çekince ocağın altını kapatın.

Beşamel sosu hazırlamak için ise; tencereye tereyağını ve unu koyun. Yağı erimeye başlayınca yavaş yavaş sütü ekleyin. Tuzunu ekleyip karıştırmaya devam edin. Kıvamı koyulaşıp muhallebi gibi olunca ocağın altını kapatın.

Fırın kabına önce hazırladığını ıspanağı koyun ve iyice yayın, üzerine tavukları koyun en üzerine de beşamel sosu döküp 175 derece fırında 30 dakika pişirin ve yemeğimiz hazır. Son hali bu şekilde görülüyor.